27 Aralık 2012 Perşembe

Arkadaşlar iyidir...

Kalabalık bir ailenin çok kalabalık bir ferdi olarak, bazen bu kalabalık durumdan sıkılıp yalnızlaştığım, kendimi yalnızlaştırdığım zamanlar olmuştur. Ardından gelen toplu görüşmelerde ne kadar bağlı, sevgi dolu bir ailem olduğunu ve onlarla olmaktan duyduğum mutluluğu hissetmişimdir.

Benzer bir ilişkiyi benzer bir toplulukla yani arkadaşlarımlada yaşıyorum. Çevremdeki insanlar beni "fazla kalabalıksın" diyerek bunun sanki sıkıntı doğruran, kendiyle başbaşa kalamayan biriymişim hissini çoğu kez verdiler. Dün bir kez daha anladım ki ben kalabalığı, kalabalık ailemi ve çok kalablık arakadaşlarımı seviyorum. Belki çok sık görüşemiyorum eskisi gibi ama aradan aylar, yıllar geçsede biliyorum ki beni gördüğünde, sesimi duyduğunda sevinecek yardıma ihtiyacım olduğunda koşup gelecek bir dolu arakadaşım var.

Bu hissi en son nikah günümde yaşamıştım. Beni tebrik etmeye ve nikah törenimi izlemeye o kadar çok arkadaşım ve akrabalarım gelmişti ki, tebrik kuyruğu bitene kadar 3 nikah daha kıyıldı salonda :)

ve dün sabah mesaiye bir saat erken gelmenin verdiği gururla! içerye girdiğimde çalışma masamda bir paketle karşılaştım. Paketin içinde aşağıda resmi olan ahşaptan yapılmış yaklaşık 20-25 cm boyutlarında sevimli şirin bir kasaba vardı. Eski balerin oyuncaklarına benzeyen kurma düğümesini çevirdiğinizde evlerden biri dönüyor ve ve evlerin ışıkları yanabiliyor.

Sevgili arkadaşım Taylan yaklaşık 5 ay önce gittiğin Alamanyalardan beni unutmayarak getirdiğin bu kocaman hediye için çooookkk teşekkür ediyorum. Her ne kadar sen bu blog u bilmesende ben tüm arkadaşlarımı ve seni çok seviyorum.

Bak yazarkene bile çok duygulandım :)

Kendime not: Arkadaşları eve çağır harika bir sofra kur pasta yap sev onları :)

20 Aralık 2012 Perşembe

Toplu giriş

Geçtiğimiz günler hızlı ve yoğun geçtiğinden fazla ilgilenemedim blog ile.Sıkmadan ama not düşmek adına dünlüümüze hemen bir iki şey yazayım.
Geçen hafta eşimin zorunlu olarak izin kullanması gerekti ve tabi fırsat bu fırsat diyip bende izin aldım. Malum biz çok görüşebilen bir çift değiliz. Nerdeyse hiç bir şey yamadan geçirdiğim 1-2 gün oldu benim adıma. Çok alışık olmadığımdan sıkıldım dolayısıyla. Neyseki bir silkelenip kendime geldim ve eve iş götürmüş olmanın gururlu mutsuzluğunu yaşadık ailecek.

Hafta içi öğleye kadar uyuyup, evde çalışarak geçirdiğimiz 1-2 günden sonra hafta sonu yapılacak etkinlikler için hayatımız hızladı birden biri.

Ekinliklerden ilki Eşimin çalıştığı şirketin yılbaşı yemeği idi. Ancak ertesi gün gelecek ve artık gelenekselleşecek olan Kuzen kızlar buluşması için gündüzden hazırlık yapmak gerekiyordu. Peki ben ne yaptım Cumartesi günü kalktım işe gittim :) sadece 1 saat için. Gerçi dıları çıkmak zorundaydım eşimi yaşam koçuna bırakıp işyerine geçtim. Neyse kısacası koştura koştura evde börekler yapıldı fırına verildi ve gece için hazırlanıldı. Uzun ama eğlenceli bir geceden sonra ertesi gün sabah gelecek misafirler için kahvaltı hazırlığı yapıldı.

Sofra ilk defa hazırlık yapan kişi için yani benim için iyinin üstünde idi. Birdahaki sefere daha iyi bir ağırlama yapabilirim ama.

Çook ama çok eğleneceli bol muhabbet az dedikodu ve çok gülmeli saatlerden sonra canım kocamla televizyonun karşısında miskinlik saatleri başladı ve tabiii muhteşem Pazartesi telaşı/sendromu :)

Keşke kahvaltı sofrasının fotoğrafını çekseydim. Acemilik işte unutmuşum.

Devamı gelecek....

Kendime Not: Çok sık rüya görmek iyi değilmiş. Derin uyu biraz....

7 Aralık 2012 Cuma

veee azmin zaferi

işte anneme özel pembe makaronlar
yalnız çok şekerli oldu. neden ki?

Makaron rüyası

Sorma başıma gelenleri, makaronlarım rezil oldu. bir gün önceden yaptığım makaronları işten çıkıp aceleyele pişridim. Amacım anneme götürmekti ama evden çıktıktan sonra merdivenlerden elimden düştü pasta kutusu ve heryere saçıldılar. Bende ööleee kalakaldım arkasından.

Yazık oldu o kadar makarona.Neyse olması gerektiğinden biraz daha büyük yaptığım muffinleri götürdüm anneme.

Amaaa azmettim yapıp yedircem anneme diye ertesi gün yani dün bir daha yaptım ve sabah pişirdim.
 
veee yanında da
nasıl olmuş ama :))

kendime not: İnsanlara, Onları Size Nankörlük Yapmaya Mecbur Bırakacak Kadar, Büyük İyiliklerde Bulunmayınız." Balzac...
 

1 Aralık 2012 Cumartesi

Değişir Herşey...

Bugün cumartesi... Eskiden olsa hemen sokağa çıkmak isterdim ama uzun zamandır hafta sonlarını evde geçirmek istiyorum lakin ne mümkün.

Bu cumartesi de toplantılar sebebiyle yine çalışmak zorundayım.Sıkıcı tarafları anlatmakla bitmez ama beni asıl sıkan ne iş nede toplantılar. Hayat bir şekilde kendi mecrasında devam ediyor. beni üzen bir başkasının hayatı ve sorunu çözemiyor hatta yardımcı dahi olamıyor olmak.

Çok sevdiğim bir arkadaşımda bipolar bozukluğu var. ve 1-2 aydır hastaneye yatacak kadar derinleşti durumu. etrafında olup ona destek vermek iyi hoşta, bir işe yaramıyor ne yazıkki ve hatta yanında olanların hayatınıda etkiliyor.

Hastalığı biraz araştırdım ve anladığım kadarıyla ilerlemesi durumunda sizofren benzeri bir hal alabilirmiş. İçim daraldı yazarken bile. Üzgünüm...

22 Kasım 2012 Perşembe

yoğun yoğun geçiyor hayat

İzmir den geldiğimden bu yana çok yoğun bir iş koşturmacası var. Ama sanırım bu işte en fazla 3-5 ay devam edecek. kendime yeni ve mutlu olabileceğim bir iş kurmam gerek. Ne yapacağımı bilmiyorum. Önümde pek çok seçenek ve düşünce var.
Örneğin Yüksek Lisansı bitirmek, Özel çalışmaya devam etmek, kendime ait bir iş kurmak ..vb.
Hiç bir fikrim yok aslında.

Bugün eşim geliyor :) 3-4 gündür şehir dışındaydı. Veee 2 arkadaşım için davetiye hazırladım. Çoook sevimli oldu. sanırım nikah şekerlerinide ben yapacağım ve tabiii düğün organizasyonunu.
Sade eama şık bir şey olmalı. Nikah kurabiyesi mi yapsam yoksa kendi nikah şekerim gibi kavanozmu yapsam dedim ama karar veremedim. Neyseki önümde daha 1 ay var :).

Şimdilik sakin sakin Balon ve  çiçek süslemeleri, davetiye ile başladım. Önümüzdeki hafta davetiyeler gelecek. Sonra nikah şekerleri ve nikah yemeği olacak. Acaba pasta yapabilir miyim?Şimdiye kadar doğum günü pastası dışında yapmadım ama neden olmasın...


işte burda benim amatör pastam

20 Kasım 2012 Salı

ben geldim

döndümmm. İzmir in sıcağı dışında sevdiğim pek bir şeyi yok. Ben deniz sevdalısı hiç olamadım ama güzel şey ucu bucağı olmayan bir görüntü kenarında oturmak...

Yine makaron yaptım. başka bişey yapamıyorum çünkü en pratik olanı bu. iki hafta sonra misafirlerim var ve ben şimdiden kara kara düşünüyorum ne yapsam diye.

Yapmam gereken o kadar çok iş varki.

not: don't panic in titatic

15 Kasım 2012 Perşembe

yollar, yolculuklarrr

bu gece yolculuk var. 2 gün için İzmir e gidiyorum. İş güç telaşesinde yazarım umarım.
Not: seni seviyorum :)

değişim yavaş yavaş

sabah sabah can sıkıntısı işte. Ama eskiden daha uzun sürede atlatıyordum bu tür durumları, artık daha sakin, daha akılcı ve daha hızlı.Benden gelmeyen sorun benimmiş gibi algılamamayı öğrendim sanırım.

"İnsanlar iyidir" ön koşulumuz bu. Ancak iyi olmak iyi şeyler yapmaya, iyi şekilde davranmaya ve adil olmaya yetmiyor. Hatta "iyilik" bile GÜÇ oluyor. İyi insanlar genelde zengin oluyor, iyi insalar genelde patron oluyor ama başkalarına sanırım. kendine patron olacaksınki hep iyi kalasın :))

Şaka bi tarafa aynı insanlarla aynı iş üzerne çalışmak bir süre sonra yıpratıcı olabiliyor. Algılama sorunu oluşuyor. Seni algılamyıyor, işi algılamıyor, işin nasıl yapıldığını hele hiiiç algılamıyor. Tek beklenti işin yapılması haline geliyor. Hasta ol, sağlıklı ol farketmiyor.

Bütün bunları kendi işimle ilgili anlatmıyorum. Bugün sabah aldığım bir mail üzerine aslında yazıyorum. Çalıştığım yerdeki arkdaşlara izinler dağıtıyormuşum o yüzden işler hiiiç doğru yapılmıyormuş falan filan. Neyse bu iyi insan ve iyilik yapan insan üzerine uzuuun bir yazı yazacağım.

Not: Batsın bu dünya :)))

13 Kasım 2012 Salı

Günaydınnn

Gününüz aydın olsunnn.
Bugün güzel bir haberim var. makaronlarım oldu, hemde çoook nefis ve çatlaksız oldu. Ama küçük bir sorunum var. Eteklenmeler yada peteklenmeler diyelin tek tarafta oldu. Neden acaba? neyse bir sonra denememde de bu konu üzerinde yoğunlaşırım.

Bugün çok yoğun bir gün olacak. Çok iş var yapmam gereken. Tabi sinir ve stress ayrı ama olsun makaronlarım süper olduuuuuu :)

Gece yarısı buzdolabının önünde yakaladığım yakışıklıyıda dikkate alırsa tadıda çok güzel oldu. Ve şimdi paylaşma vakti. Daha doğrusu deneklere ikram vakti :)

Not: herşeyin başı şabır, makoronun da :))

İŞTEEEEE MAKARONLARR


12 Kasım 2012 Pazartesi

ÇILDIRACEĞİMMM

merhaba, umarım güzel bir hafta olur herkes için.
Sıkıntıma gelince bütün hafta boyunca makaron yaptım ama hiiiç birisi güzel olmadı. üstü çatladı, içi boşaldı ..vs vs. şimdi geceden yaptığım makaronları eve bıraktım işe geldim akşama pişireceğim. Lütfen bu sefer olsunlar, nooolur.

Not: tek sıkıntım bu olsun :)

10 Kasım 2012 Cumartesi

mesai bitmeden ben??

Blog düzeninin bu şekilde olmasına alışamadım. 1 yıldan fazla bir süredir kullanmıyor olmamda ayrı bir sorun. şimdi hakkımda bölümüne bişeyler yazayım dedim beceremedim, biraz çalışmam lazım...

Eskiden yazarken kendime yazardım yani bloglarım dışarıya açık değildi ama bu biraz farklı. Şimdi okuyana yazıyorum(ya kimse okumazsa):) yani şimdilik kendime...

evlenmeden önce sanırım kimse cesaretlendirmediğinden yemek yapma işlerine pek girmemiştim. Evlendikten sonra ise içimdeki  pasta ve kurabiye canavarı dışaruya çıktı. Eşimde yemeyi sevince oooh deymeyin keyfime.

Ben pek yemem yani yiyemem. Tadına bakmak doymak için yeterli oluyor çoğu zaman. Ama bu bile evlendikten sonra aldığım 5 kiloyu açıklamıyor :)) sanırım tadına fazla baktım. Neyseki 45 kilodan 50 ye yükselmiş olmak çok dokunmadı. Darısı bundan sonraki günlere...

Evet pasta kurabiye demişken yeni hobim pasta yapmak. şidiye kadar 6 şeker hamurlu pasta birde makaron yaptım, diğer kurabiyeleri vs saymıyorum bile. Bu konuda becerikli ama biraz dağınıkmışım onu anladım. Ama herşey aynı anda olmuyor yavaş yavaş :)))

birde Refika varya hani NTV deki bayılıyorum hatuna...

kendime not: ha gayet başaracaksın :)
Efendiiimmm merhabalar,

bu 3 belki 5. blog denemem olacak ve umuyorumki bu sonuncu olsun. Diğerlerinin sonu; uzunca süre yazmayınca şifrelerini unutmak olduğundan bu mail adresi ve şifreyi bir yerlere not aldım. Not aldığım defteri kaybetmediğim sürece burdayım.

Yanlış anlaşılmasın unutkan değilim sadece çok farklı şifreleri aklımda tutmaya çalışıyorum. Bencede çok anlamsız.

Neyse gelelim sadede ve kendime notlara;
1- maymun iştahlılık yapıp yazmamazlık etme
2- her gün yaz
3- anlaşılır şekilde yaz
4- blogunu sev :)

hayırlara vesile olsun....